Gezerek Eşitsizliğe Başkaldırmak!

By | 03:32:00 Leave a Comment

Geçmişten günümüze, bir yerden bir yere gitmek çok zor ve maliyetli olmuştur. Bu gezme fiili de daha çok ekonomik anlamda güçlü olanların tekelinde kalmıştır. Bu da yetmezmiş gibi dünya üzerinde sınırlar oluşmuş, buralardan geçmek için engeller, sınırlandırmalar konmuştur. 
Ancak bu sınırlar tamamen sınıfsaldır. Örneğin bu sınırı vize yoluyla konulurken; bu sınırdan geçmek için vize sahip olunması gerekiyor. 

İşte söz konusu vizeye haiz olabilmek için de en başta ekonomik bir varlığın olup, olmadığına bakılır!
Eğer zenginsen, vizeni sadece prosüdürü bir işlem ile alır iken parası az olan veya olmayan için ise ızdırap sürecine dönüştürülüyor. Bunu sorgulamaktaki amacım vize sisteminden çok mevcut sınıfsal bir yapının hali hazırda mevcudiyeti sürdürmesini kabullenememektir.

Bu sistemle örülen duvarlar, insanlar arasındaki geçişleri engelleyerek ön yargılara ve düşmanlıklara sebebiyet vermektedir.

Biliriz ki hem "biz" hem de "karşımızdaki" henüz daha birbirini dahi görmeden, dinlemeden fikir sahibi olup, "iyi" ve "kötü" şeklinde zihnimizde düşüncelerimizi oluştururuz. Aslında, iletişim kurabilsek, derdimizi anlatıp konuşabilsek olmayan sorunları yok edebileceğiz.

Ne yazık ki bu sınırlar bizi birimizden kopartmıştır. Sınırları aşanların büyük bir kısmı da bu sisteminin varlığı nedeniyle mevcut olanlardır.

"Biz" bu sınırları her şeye rağmen aşan az sayıda insanlar olsak da biliyoruz ki sınırların ardında umut olabilirsek çok olabileceğimizin farkındayız. Bu sebeple sınırların aşılması ve yok edilmesi konusunda umudumuz hep var.

Hal böyle olunca, kurulu düzenin dışına çıkıyoruz. Bununla da kalmayıp sınırlarla örülmüş bu dünyayı yıkmak istiyoruz. 

Nasıl yapıyoruz ? Ya da yapıyorum ? Gezerek! Bu kadar da basit bir şekilde! Hani sınırlar örmüşlerdi ya biz birimizi tanımayalım, bir birimizi sevmeyelim de;  düşman olalım diye! İşte bu noktada bir yolunu bulup sınırı geçip, yeni insanlarla tanışıyoruz. Biz onların yüreğine dokunuyoruz. Artık, onlar bizi , biz onları tanıyoruz. 

Bunları yaparken de çok paramız da yok! Ama bu düzenin değişmesi için umudumuz ve isteğimiz var. Onlar lüks otellerde kalırken; biz gerekirse sokakta tulumumuzun içinde tek başımıza yapa yalnız uyuyoruz! Biz zaten en dipteyken ve değişmesi gereken bir düzen varken neden korkalım ki!

Biz dostluklar kurarken bir sevgi ağı yaratıyoruz. Onlar ise bizden aldıklarını harcayarak tarihin çöplüğün de yok oluyorlar.

Biz bunları yaparken bir çok "rezillik" ve sorunla da karşılaşıyoruz. Ama bir kere yoldan çıktık ya yolun açık olduğunu gördük. 

Neden duralım ki işte o zaman bu hareketin sürekliliği de sağlanmış oluyor! O zaman biz onlarla mücade etmeye ve baş kaldırmaya yolun sonuna kadar devam edeceğiz.

Yol Açık Yola Çık!



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 yorum: