Her şey ilk kampla başladı. Üç farklı dünya görüşüne sahip insan olarak Yalova Erikli yaylasına gittik. Tek ortak noktamız Galatasaray ve kamp yapma istediğimizdi. Kamp boyunça da hiç siyaset, futbol ve tartışma yaratacak hiç bir şey konuşmadık. Kimse kimseyi yönlendirmiyordu, emir vermiyordu. Odun lazım olunça ihtiyaç kadar gidip topluyorduk. Bazen yaylayı bilen arkadaşlar yadımçı da oldu. Neyse kamp geçesine geleyim.
Herkes uyudu, ben uyuyamıyordum. Dışarıdan garip garip sesler geliyordu. Aklım sürekli dışarıdaydı. Bazen garip garip sesler geliyordu. Kendime sürekli küfür etmemde çabası. Sabah oldu ben hala uyuyamıyorum. Uykusuzluk bir yana, yapamamış olmanın verdiği ümitsizlik daha kötüydü. Gün ağarınca çadırdan çıkıp dolaşmaya başladım. Çadırdan biraz uzaklaştım. Bir anda koyun sürüsü ve çoban köpeğinin arasında kaldım. Koştur koştur çadıra geldim. Tam anlamıyla her şey çok kötüydü. Ateşi falan yaktım. Arkadaşlarım uyandı. Durumu tabi çaktırmadım. Meğer arkadaşlarım da üşümüştü o vakit her şey normaldi. Sonrasında devam eden kamp sevdam güzel bir hastalığa dönüştü.
1) Erikli Yaylası, Yalova
2) Hacıllı Köyü, Şile, İstanbul
3) Kartepe, Kocaeli
4) Boztepe, Ordu
5) Uzungöl, Trabzon
6) Kavrun Yaylası, Artvin
7) Batum, Gürcistan (Cadırsız)
8) Fırtına Deresi, Rize
9) Burgazada, Madam Marta Koyu
10) Heybeliada
11) Kınalıada
0 yorum: