"Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar (Halk avcısı) türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar." Platon (MÖ. 427 - MÖ. 347)
Göçebe yaşamdan, yerleşik yaşama geçen insanların bir arada yaşama zorunluluğu nedeniyle kurallar koyma ihtiyacı gündeme gelmiştir.
İnsanların kural koyması demek belli bir takım davranışların sınırlandırılması anlamına gelmektedir. İnsanlar bir sınırlandırılmayı kabul ederek, belli bir takım hakları devlet tekeline bırakmaktadır.
Devlet ise insanların haklarını korumak varlık sebebidir. Ancak, zaman içinde nüfusun artması ile devletin yönetiminde doğrudan söz sahibi olan insanlar, artık temsilcileri aracılığıyla yönetimde temsil sistemine geçmek zorunda kalmışlardır.
Bu nokta da, insanlar; kendilerini yönetim faaliyetlerinde temsil edecek kişileri seçme konusunda bir seçim hakları vardır. Bu durum da, seçilecek kişi her türlü propaganda tekniğiyle insanları ikna etme durumu söz konusu olacaktır. İşte bütün mesele bu nokta da toplanmaktadır. Eğer seçilecek kişinin laflarına karşı, insanların bilgi birikimi, kültürüne göre sorgulama yapıp kendileri için en iyi olan kişiyi seçeceklerdir.
Ancak, eğitim düzeyi düşük, yoksul, kültür seviyesi zayıf bir insan topluluğunun ihtiyaçları çok açıktır. Temel hak ve özgürlükler ikinci bir planda kalabilir. Çünkü hem fiziken hemde ruhen aç olan birine senin seyahat hakkın kısıtlanıyor denildiğinde, alacağı cevap şu olacaktır; benim zaten seyahat edecek param yok olacaktır. Bu itibarla, örnekte verilen seyahat özgürlüğünün kısıtlanması onun için asli bir mesele olmayacaktır.
Bunun yanında, söz konusu şartlarda olan insanlar, bir umut içindedir. Kendilerine vaad edilen şeylere inanmak zorunda kalırlar. Bu durum, akıl dışı vaadlere inanılmak durumunda bırakabilir.
Netice olarak, bir tarafta hakiketi anlatan, uzun vadede çözüm üreten, sınırlı değişikliklerle çözüm üreten bir siyasi aday karşısında; vaadlerinnin biri bin para olan aday karşısında hiç şansı olmayacaktır. Diyeceğim o kişi böyle bir insanların sayısının fazla olduğu bir yerde her şeyi halka sorulursa, söz konusu koşullarda mevcut ise kazanan seçimden önce zaten bellidir.
Dileğim o kişi, eğitim düzeyinin yüksek olduğu, insanların kimseye muhtaç olmadan, özgür iradeleriyle, gelecek kaygısı gütmeden, bir gerçek birey olarak, oy kullanabildiği bir sistem de her şey halka sorulur!
20.01.2017
ACIBADEM
Ethem ÇAKIR
0 yorum: